Allah'ım inşallah seversin beni

    Köyden geldim bugün. Uzun zamandır dışarı çıkmıyordum. Uzun zamanın sayısını sorsalar bilmiyorum. O kadar sayamadım. Galiba alışıyorum artık dışarı çıkmamaya. Annem ve babam çıkmamı istiyor tabii ki. Ama onların çektiği güçlükleri görünce çıkmak istemiyorum. Hem hastalığım da yoruyor beni.

    Eskiden dışarı çıkmayı çok severdim. Şimdi birkaç insan görsem içeriye doğru kaçmak istiyorum. Kendi dünyamı evin içinde kurmuşum. Dışarıdaki dünya çok yabancı. Sözler yabancı, bakışlar yabancı. Bugün bedenen çok yorgunum. Düşünmeye fırsatım olmadı beden yorgunluğundan. Her gün şikayet ediyor gibi görünüyorum buraya. Bir şikayetim yok. Karşımda koşa koşa gelen bir ölüm var. Bu yüzden ürperiyorum. Bu yüzden yoruluyorum.

    Eskiden dışarıda yemeyi de severdim. Dışarıda yemek yemeyi de bıraktım artık. Annemin eli dokunsun istiyorum yediklerime. Doktor istemem annem gelsin diyenlerdenim. Onun elini neye dokunsa bana şifa olur. Zaten bu yaşa kadar yaşamam bunun delili.

    Bugün bir şiir okudum. Sosyal medyada da paylaştım. Güzel bir cümle kurdum. Size hep ölümü anlattım, siz yaşıyor zannettiniz. Bugüne kadar hep ölüm anlattım. Aklım hep orada. Üzerime doğru gelişi gözüm tarafından görülmese de kalbim biliyor. Kalbim devamlı söylüyor. Bilmesine rağmen yine ayağı kayıyor.

    Günlük tutmak güzel oluyormuş. Gönül isterdi, elimle yazayım bu satırları. Şartlar mikrofona konuşmayı emrediyor. Hiç değilse bunu yazıyor. Konuştuğum gibi yazıyorum cümleleri. Sonra okuduğumda beğenmiyorum. Her zaman afili cümleler kuracak değilim ya. Hem sözün en güzelini söylersen söyle eylemin ne ondan haber ver bana. Bunu kendime sık sık söylüyorum.

    Garip rüyalarla uyandım sabah. Filistin'e yardım etmeye çabalıyordum. Devamlı aklımda dünyadaki Müslümanlar. Bedenim el verse gidip yardım ederim. Ama en zayıf imanla buğz edebiliyorum.

    Çevremdeki insanlar yoruyor biraz. Nasihat dinlemek istiyor çoğu. Gözleri konuşuyor oysa nasihate ihtiyaçları yok? Hem nasihat versem ne olacak? Dün de söylediğim gibi kendimi biliyorum. Kendimi bilince utanıyorum da. Kendi kendimi utandırıyorum. 

    Bundan sonra az konuşacağım. Çokça yazmayı düşünüyorum. Rüya bile görmüştüm. Az konuşmamı söylemişlerdi. Uyguladım desem yalan olur. Ama uygulamak lazım. Konudan konuya geçiyorum. Olsun. Sonuçta adı günlük. Bugün güzel bir hava vardı. Biraz da yandım. Gündüzleri güneşe bakamıyorum. Alerjim var sanki? Başım ağrıyor çünkü. Çok şükür bugün ağrımadı.

    Yine iftar saati yavaş yavaş geliyor. Zaman çabuk geçiyor. Zamanın çabuk geçtiğini, bedenimden anlıyorum. Hastalığım baya ilerledi. Dokunmatik telefona dokunurken bile zorlanıyorum. Umarım acı çekerek ölmem. Bunun için dua ediyorum. Hazırlığımı iyi yapmam gerekiyor. Çünkü kalp krizinden gitmeyi çok isterim. Acısız. Hazırlık burda devreye giriyor. Çevreyi hazırlamak. Ölümlü olduğunu anlatmak. Dünyanın bu kadar olduğunu öğretmek. Korkuyorlar böyle konuşunca? Korkunun ecele çaresi yok. Taşı yine gediğine koydum. Korkunun ecele çaresi yok. O zaman korkuyu ortadan kaldırmak için hazırlanmak gerekiyor. Her gün iyi davranmak. Dikkat etmek. Hataları en aza indirmek gerekiyor. Yapabilir miyim, bilmiyorum. Yapabilmek için dua ediyorum.

    Açken kavgaya bile insanın hali olmuyor. Çağımızın hastalıkları galiba bu yüzden çoğaldı. Tok olunca insan bir arayış içinde. Farklılık istiyor demek ki. Farklılığı da nedense hep kötü dediğimiz sıfatlarda arıyor. Çünkü iyi olanın külfeti çoğaldı. Allah hepimize hidayet versin.

    Merak da ediyorum. Kim bilir ne kadar daha tutabileceğim günlüğümü? Bunu düşünerek yaşayınca birden sinir, stres hiçbiri kalmıyor. Bir bekleyiş içerisine giriyorsun. Umarım geldiğinde hazır olmuş olurum.

    Satırlarımı bitirmeden önce biraz da şiirden bahsedeyim. Bugünkü okuduğum şiir Otuz Beş Yaş. Tam ruh halimle örtüşen bir şiir. Ben öldükten sonra tekrar bir gelip izlemek isterdim dünyayı. Benden sonra ne değişmiş görmek isterdim? Ama annemi de o halde görmek istemem. Şimdiden bol bol tavsiye ediyorum kendisine. Benim canım benim değil. Hepimiz geldiğimiz yere dönmek zorundayız. Sakın ağlama. Bana azap çektirme. Bana hep Allah söyle. Bana dua oku. Tabii o da diyor ki kim öle kim kala? Haklı. Hak veriyorum. Ama sağlıklı insanlar her gün ölümü hatırlamaz ki? Ben her gün hatırlıyorum. Her an. Her dakika. Beraber kitap bile okuyoruz. Ölümle kitap okuyorum. Bütün yatırımı ona göre yapıyorum. Allah'ım inşallah seversin beni.

Yorumlar