Biraz harabeli bir gülüşüm var

    Durağan bir hafta sonuydu. Küçük tansiyonum biraz yüksek. Tansiyonun çıkması hemen etki gösteriyor. Bünyem çabuk tepki veriyor. Sağ kulağımda bir ağırlık var. Sesler az geliyor. Başımın tepesinde de bir ağırlık var. Gün boyu böyleydi.

    Mantık derslerine devam ediyorum. Usul usul ilerliyorum. Fusus'ül Hikem'i de okudum ancak bir problem var. Daha doğrusu başladığımda karşılaştım problemle. Şimdilik ilmimin yetmediğini düşünüyorum. Kavramsal açıdan ağır ifadeler var. Sadece taayyünün üzerine kaç sayfa okudum. Devam etmek ve durmak arasında kararsızım. Çünkü ilmi olarak çok derin.

    Kendimin yetersiz olduğunu görmekte bir lütuf. Bu tarz alimlerimizin kitaplarını okuduğumda ilimde nerede olduğumu görüyorum. Birkaç sayfada alıp götürdü beni. Hâlâ düşünüyorum. Ne kadar geniş bir yelpazeye sahip İslam. Müslüman olduğum için bahtiyarım. Hem dünya hayatı verimli geçiyor. Hem dünyada kendine bir sığınak buluyorsun. Hem kendini koruyabiliyorsun bu sayede. Say say bitmez.

    Mantık dersine gelince anlıyorum. Özellikle yavaş gidiyorum, sıkılmamak için. Anlamak için üzerine doğru usul usul yaklaşıyorum. Şu anda önermelere geldim. Açıkçası bugüne kadar öğrenemediğim için pişmanlık duyuyorum. Çünkü yazı hayatımda destek olacağını düşünüyorum.

    Kendimden anlatıyordum ama aklım bende değil. Bayram yaklaşıyor. Anne ve babası olmayanlar geliyor aklıma. Doğu Türkistan, Filistin ve nice Müslüman ülkeler. Bir yara gezdiriyorum yüreğimde. Tebessümüm eskisi kadar güçlü değil. Biraz harabeli bir gülüşüm var. Yaşıma oranla ilerledikçe yıllar ziyadesiyle artıyor harabelerim. Vücudumu bölüp Müslüman ülkelere dağıtmışlar gibi. Görüntülerin çağında birleşmek zor görünüyor. Ben gidip zulme dur diyebilirim. Ama bu topraklarda yaşayan insanlar artık farklı fikirlerde. Artık acılara bile ideoloji üzerinden haykırma gerçekleştiriliyor. Herkes kendi tarafına ait ses çıkarıyor. Oysa acılar insan nezdinde tek olmalı. Ses çıkaranlar ötekileştiriliyor. Ancak ilahi bir dokunuş düzeltir gidişatı.

    Çevremde yaprak dökümü imtihanlar devam ediyor. Dünya gözüyle hareket etmenin ceremesini çekiyoruz. Söylüyoruz, uyarıyoruz, gerçeği anlatıyoruz ancak nafile. Aklıma peygamberler ve evlatları geliyor. Ne kadar hakikati söyleseler de yaşanmadan geri kalmıyor olaylar. Bazen insanların nutku tutuluyor. Bile bile koşuyorlar ateşe? Aldanmak ne büyük zulüm kendine. Kendini uçuruma atmak. Nasıl tasvir edersen et.

    Bu zamanda çocuk olmak istemezdim. Sabah ve akşamın arası bir dakika. Sokaklar dolu dolu. Toprakla oynamak yok artık. Ekmeğin yarısını bölüşmek yok. Dondurma alınca kenarından ısırtmak yok. Göz hakkı mahkemece cezaevine gönderildi. Gösteriş karşısında el pençe divan duruldu. Ezan okunmak üzere. Hürriyetin muştusu ezan.

Yorumlar