Şiddetli rüzgar var dışarıda. Yaklaşık iki saat önce fırtına şeklindeydi. Çok güçlü esti geçti. Camlar ciddi şekilde titriyordu. Meteoroloji uyardı ama bakalım ne olacak? Allah afetlerden korusun. Çünkü tarih afetlerle dolu. Şu ana kadar bütün kavimlerin işlediği suçlar günümüzdeki toplumda var. Tepeden konuşmak değil benimkisi. Üzülüyorum. Üzülürken yine tepeden üzülmüyorum. Cennet hepimizi alabilir içeriye. Neden böyle kendimizi harap ediyoruz bilemiyorum.
Dünya çıkarı üç beş günlük bir mesele. Bizi kaç gün mutlu edebilir? Gerçi bu dünyadan mutlu olunduğuna inanamıyorum. Belli bir süre içinde o mutlu olunabiliyor gibi hissettiriliyor. Sonrasında çabuk geçiyor güzel günler. 40 sene yaşadığını farz et, kaç yıl mutlu olabiliyorsan o kadar. Sağlığım olmadığı için mi farkındayım diye düşünüyorum bu aralar. Eksilmeden, eksilenin ne olduğunu bilemiyor insan. Şimdi başımdaki bu hastalığa nasıl musibet nazarıyla bakayım?
Kafa ve beden olarak yorgunum yine. Çünkü arayıp çok dert yananlar oluyor. Karşısındaki insanın zaten sorunları var. Ama, sırf güçlü göründüğüm için derdim yok zannediyorlar. Hem güçlü görünmek nedir? Yıkılmamak, belki güçlü görünmek olabilir. Ya da her şeye rağmen gülüyor olabilmek. Tebessüm etme sebebim sadakanın yerine geliyor olması. Hem neden insanların canını sıkayım? Bunları düşünürken yine benim canım niye sıkılıyor? Derdi ile geçinmeyi öğrenmeli artık insanlar. Kendi kendilerinin dermanı olmaları gerekiyor. Kendinden kaçmak bir çözüm üretmiyor. Kendine doğru yürümek gerekiyor.
Akşama kadar bir çok kişinin derdini dinledim. Hepsi dünyalık çıktı. Söylemek isterdim yüzlerine karşı. Dinlemekten öteye gidemedim. Ya da biraz teselli ettim. Fakat şu an kafamın içi çok dolu. Telefon kullanmayı hiç sevmiyorum, bu yüzden. Zaman telefon kullanma zamanı. Ama telefon beni kullanıyor gibi hissediyorum. Çok az kitap okuyabildim mesela. Kitabın başından çağırmak için elinden geleni yapıyor. Hoşuma gitmiyor bu durum. Emekli olduğum ilk gün telefonlarımı kapatmayı düşünüyorum.
Kitaptan bugün de haber gelmedi. Kitabımın bir gün yayınlanacağını biliyorum. Yazdıran'a ve yazana güveniyorum. Her gün erken uyanıyorum bir haber alırım diye. Akşam olurken de yoruluyorum. Kendimi yormayı seviyorum gerçi. Rahat uyumanın en iyi yolu bu. Uyuyamayan kişiler genellikle hep boş işlerle uğraşıyorlar. Ya da boş düşüncelerle oyalıyorlar kendilerini. Her konuda bir uzmanlıkları var. Bazen kendi kendime bir cümle kuruyorum. Bir cahil özgüveni ne kadar kudretli? Ben bir kesinlik bulamıyorum düşündüklerimde. Ama cahiller çok kesin. Hatta keskin. Kendilerine saygı duysalar böyle olmazdı. Cahil kendisine saygı duymadığının bile farkında değil.
Akşam başladı. Çok çabuk geçiyor vakit. Bir rüya gibi işliyor hayatım. Ölünce uyanacak gibi hissediyorum. Ezan okundu. Yolcu yolunda gerek.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum Yapmak İçin..